Can Bonomo ismi uzun yıllardır popüler kültürümüzün bir parçası. "Alternatif müziğin trend olduğu yılları geride bıraktık" dese de bu onu çok kapsamıyor. Türkiye'de müzik sahnesinin tanınan, sevilen ve saygı duyulan isimlerden biri olan Bonomo, kendi çizgisinde üretimlere devam ederken büyük kitlelere ulaşmayı da başarıyor.
Birkaç ay önce yayınladığı Ruhum Bela albümü de 2019'un en başarılı yerli albümleri arasında şüphesiz. Albümle aynı adı taşıyan Ruhum Bela şarkısına yeni bir klip gelmişken biz de Bonomo ile konuşma şansı yakaladık.
Bir günün nasıl geçiyor? Kaçta kalkarsın, ilk ne yaparsın, sonrası nasıl gelişir?
Değişiyor. Konser olmayan günler sabah 9’da kalkıp spor yaptıktan sonra koşuya çıkıyorum. 8 kilometre kadar koştuktan sonra eve dönüp kahvaltı ediyorum. Bütün enstrüman ve kitaplarımın bulunduğu, aynı zamanda üst katında podcast’lerimizi kaydettiğimiz stüdyoyu barındıran küçük bir yazıhanem var. Günümün büyük bir kısmı burada geçiyor. Akşamüstü işim bitmiş oluyor. Ya arkadaşlarımızla bir şeyler yapıyoruz ya da evde vakit geçiriyoruz. Böyle üst üste üç gün geçirdiğim zaman çok sakin ve dingin bir adama dönüşüyorum. Zira konser günleri bu anlattıklarımdan çok daha vahşi ve kaotik geçiyor.
Dünya değişiyor. Müzik değişiyor. Kadınlar, erkekler değişiyor. Alternatif müziğin trend olduğu yılları geride bıraktık.
Aldığın en kırıcı eleştiri neydi?
Eleştiriler kırmak üzerine değil de, geliştirmek üzerine inşaa edilmiş fikirler olmalıdır diye düşünüyorum. Eleştiri kisvesi altında edilen hakaretler beni kıramaz da geliştiremez de. Hiçbir işe yaramazlar. Dolayısıyla bu tip şeyleri dikkate almak potansiyel ve vakit kaybından başka hiçbir işe yaramaz. Öte yandan gerçek eleştirilere çok ihtiyaç duyuyorum. Yıllardır yaptığımız işin bu kadar güncel ve yenilikçi kalmasının temel prensibi budur sanırım. Kendi akvaryumumuzda yaşamıyor ve yeni fikirlere adapte olmaya çalışıyoruz.
Ana akımın dışında tabir edebileceğimiz müzikler son yıllarda çok geniş kitlelere yayılmaya başladı. Bu olumlu mu yoksa işin ruhuna biraz zarar verebilir mi?
Dünya değişiyor. Müzik değişiyor. Kadınlar, erkekler değişiyor. Alternatif müziğin trend olduğu yılları geride bıraktık. Şu sıralar rap dinliyoruz. Ana akımın tam ortasında rap müzik duruyor. Toplumsal bir hareket bizi bir anda rock müziğe, muazzam bir sinema filmi Fado’ya, Swing’e, jazz'a yöneltebilir. Bir anda olabilir bütün bunlar. Tek bir iyi fikrin kurşunuyla. Oralarda biraz durur tekrar alternatif arayışına gireriz. Her şey insan için var. Ne yapmak istediğini biliyorsan ve yaptığın işte iyiysen bunu takdir eden insanları etrafında toplamayı da gayet iyi bilirsin. O zaman ana akım, alternatif akım, neyse ne. Hiçbirinin hiçbir önemi kalmıyor.
Sen kendini ana akımlaşmış hissediyor musun?
Alternatif müziğin ana akıma yaklaştığı bir dönem, müziğimizin şimdikinden daha aranır ve daha popüler olduğu oldu. Biz arşivlik bir müzik yapıyoruz. Başladığımız günden beri planımız buydu. Ana akıma hizmet etmek çok kısa vadeli ve kısıtlı bir motivasyon. Okuduğum lisenin yaz şenlikleri olurdu. Lise 1’de olduğum sene şenliğe biz de çıkıp 3-4 şarkı çalmıştık. Yakın liselerden çocuklar da izlemeye gelmişti. O şenlikte sahne almak lise yıllarında kafamızda kurduğumuz popüler çocuğa iç dünyamda en fazla yaklaştığım andı. 2 gün sonra liseler arası bir futbol turnuvasında okulumuz derece aldı. Tam hatırlamıyorum ama bir şey olduk yani. İkinci mi, üçüncü mü ne. Benim popülerliğim 48 saat sürmüş oldu böylece. Ana akım meselesini bunun biraz daha geniş ölçeklisi olarak görüyorum.
Küçükken ne dinliyordun?
Kendim olmaya başladıktan sonra: The Kinks, The Beatles, The Shins. İlk aldığım kaset Gwendal diye İrlandalı enstrumental bir müzik grubunundu. Kasetin üzerindekim illüstrasyonu beğenmiştim. Bir dönem Iron Maiden dinledim. Beğendiğim çok az şarkıları vardı. Arkadaşlarım dinlediği için dinliyordum. Ablamın dinlediği şarkıları dinlemek durumunda kaldığım bir dönem de oldu, çünkü haftada bir kaset alma iznimiz vardı ve ablam beni manipüle etmek konusunda çok yetenekliydi. Küçükken dinlediğim şeyler beni yansıtmıyor.
Ruhum Bela 2019 yılındaki bizleriz. Bizlerle beraber büyüyen insanların yeni müziği bu.
İlk çıkardığın albümü bugün dinlediğinde neler hissediyorsun?
Oturup baştan sona dinlemeyeli yıllar olmuştur. Şarkıları dinlediğim oluyor. Çok seviyorum. Müzikal bağlamda kendimizi ne kadar geliştirdiğimizi ve fakat yine de ne kadar doğru bir yerden geldiğimizi görüyorum.
Ruhum Bela’nın performansından memnun musun, geçen süre zarfında izleyicide nasıl bir karşılık buldu?
Ruhum Bela’yı ya da hiçbir albümümü bir ürün olarak görmüyorum. Ruhum Bela 2019 yılındaki bizleriz. Bizlerle beraber büyüyen insanların yeni müziği bu. ‘’Ruhum Bela’’ 33 yaşındaki benim ve beni 17 yaşından beri takip eden 27 yaşındaki insanların marşı. Bu insanların bazılarıyla belki henüz tanışma fırsatı bulamadım ama çok iyi anlaştığımızı hissedebiliyorum.
Seni sanatın farklı kollarında ürün vermeye iten ne tam olarak? Bir sanatın sınırlılıkları mı seni diğerine itiyor, yoksa tamamen kendi keyfin mi yönlendiriyor?
Sanatın kendisi. Bunu ilk defa yapan kişi ben değilim, son defa yapan kişi olmayacağım da aşikar. Derdimi anlatmak istiyorum. İstediğim gibi. İstediğim zaman. İstediğim yerde. İstediğim insanlara. Sanatın herhangi bir türüne tutuklu kalmak bana göre değil. Dikkatim çok dağınık bunun için. Ben de eğlenmek istiyorum. Kendimi ifade edecek kadar çizebiliyorum, yazabiliyorum. Anlatacak bunca şey ve bu kadar az zaman varken neden kendimi kısıtlayayım?