Dania Akeel: "Dakar Rallisi sadece bir yarış değil, tam bir deneyim"

Dania Akeel: Motosiklet yarışlarına Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki pistlerde bir boş zaman aktivitesi olarak başladım. Hafta sonları pistlere giderdim ve çok eğlenceliydi. Ralliye geçtim çünkü Suudi Arabistan'ın Dakar Rallisi gibi son derece popüler olan uluslararası etkinliklere ev sahipliği yaptığını gördüm.

Çok heyecan verici bir spor gibi görünüyordu ve çölde atv sürerek büyüdüğüm için ralli bana tanıdık geldi. Pistteki motosikletlerden başlamak sizi hıza hazırlıyor. Buna alışıyor ve bir arabanın içinde rahat ediyorsunuz, bu da yarışa güzel bir giriş noktası oluyor.

O zamanlar 2021 yılıydı ve koronavirüs pandemisi nedeniyle sınırlar kapalıydı. İşte o zaman seyahat kısıtlı olduğu için ralliyi ciddi olarak düşünmeye başladım. "Tamam, şu anda yarışta ne yapabilirim?" diye düşündüm. Suudi Arabistan'a baktım ve olan biten buydu. Bu bir değişiklikti ama her şey çok doğal ve organik bir geçiş gibi geldi. O zamandan beri çok eğlenceliydi.

Bu zorluklarla nasıl başa çıkacağınıza dair bir seçeneğiniz var ve bu zorlukları nasıl aşacağınızı öğrenmek için elinizden gelenin en iyisini yapabilirsiniz - suda daha sabırlı bir sürücü olmanız, sıcak olduğunda sıvı alma konusunda biraz daha sorumlu olmanız veya kum tepelerine yaklaşırken biraz daha dikkatli olmanız gerekebilir. Bu sizi sadece becerilerinizi geliştirmeye zorlar ve bu zihniyetle iyi vakit geçirmek daha kolaydır. 'Bu zor bir yarış' diye düşünmeye devam ederseniz, eğlencenin ortadan kalkması çok kolay olur.

Sürücüler ve biniciler gerçekten sağlıklı ve fiziksel bir amaç için bir araya geliyorlar. Sabah erken kalkıyorlar, konsantre oluyorlar ve performans gösteriyorlar. Hedefler ve amaçlar belirliyorlar, bunları disiplin ve bağlılıkla yerine getiriyorlar. Sponsorlarına ve takım arkadaşlarına karşı sorumlulukları var ve günlük zorluklar karşısında bunların üstesinden gelecek olgunluğu bulmaları gerekiyor. Ayrıca iyi bir ekip oluşturmak için etkili iletişim kurmaları gerekir. Kişisel gelişim için gerçekten zengin bir ortam.

İlk hafta, sonuçlara odaklanmadan sürüş yaparak harika vakit geçiriyordum. Amacım sadece [yarışı] bitirmekti. Birinci haftanın sonunda, T3 sınıfında [hafif araçlar kategorisi] P6'ya ulaştığımızı keşfettim, ki bu bir çaylak için iyi bir şey - o sırada 40 araç arasında P6, bu umut verici. Ancak dinlenme gününde insanlar bana podyum şansım olduğunu söylediler ve ben de sonuçları düşünmeye başladım. Bu benim zihniyetimi değiştirdi.

Yarışa beş gün kala bir seçim yapmam gerekiyordu: ya pes edip yarışı bitirecektim - ve bu muhtemelen berbat bir deneyim olacaktı - ya da kemerimi bağlayıp odaklanacaktım. 'Hayır, beş günüm var' diye düşündüm. Elimden geldiğince iyi süreyim ve bu yarışta olmak bir ayrıcalık olduğu için her kilometrenin tadını çıkarayım' diye düşündüm. Beş gün içinde ilk 10'a geri döndük ve yarışı P8'de bitirdik.

Eğer bir araba kullanıyorsanız ve o anda ne yaptığınız yerine sonucu düşünüyorsanız, büyük olasılıkla bir sorunla karşılaşabilirsiniz - ki benim başıma gelen de tam olarak buydu. Bu ders hep aklımda kalacak.

Kadın olmakla ilgili nokta ilginç. Yarışmaya başladığımda bunu hiç düşünmemiştim. Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA) yönetmeliklerine göre erkekler ve kadınlar aynı kategoride yarışıyor. Yarışa katılmak istediğinizde sizden istedikleri şey sürücü belgesi, yarış lisansı, güvenlik ekipmanları, kask, eldiven ve ayakkabı. Ben sadece kuralların ne dediğine odaklandım ve hepsi bu. Cinsiyetle ilgili herhangi bir şey aklımın ucundan bile geçmedi.

Rallideki az sayıdaki kadından biri olarak, geçen yıl bu sporda kadınları temsil etme sorumluluğu hissettim. Bunun da ötesinde, insanların kadınlar hakkında olumlu düşünmesini istediğim için iyi performans gösterme baskısı da vardı. Daha sonra bunun bir hata olduğunu ve aslında performansımı engellediğini fark ettim. Bu gerçekçi değil; bir kişi herkesi temsil edemez. Siz kadın bir sporcusunuz ve sadece elinizden gelenin en iyisini yapabilirsiniz.

Gelecek vadeden kadın sürücülere tavsiyem basit: eğer bu bir tutkuysa ve ralli onları cezbediyorsa, onları davet eden kural kitabına bağlı kalmalı ve devam etmeliler.

Bir Suudi olarak Dakar Rallisi'nin Suudi Arabistan'da yapılmasından dolayı gerçekten minnettarım çünkü ülkemin daha önce hiç ziyaret etmediğim pek çok yerini keşfetmemi sağladı. Bu etkinlik sayesinde kendi evimde bir turist oldum; Doğu, Batı, Kuzey ve Güney arasındaki kültür farkını görebildim - her bölge farklı yemek, müzik, sanat, dil aksanları ve insanlarla iletişim kurma yöntemlerine sahip. Ve bunların hepsi sadece bir ülke içinde. Dolayısıyla, Suudi Arabistan'dan gelen biri kendi ülkesi hakkında daha derin bir kavrayış ediniyorsa, bir yabancının ne kadar çok şeyi özümsemesi gerektiğini ancak hayal edebilirim.

Tüm bu farklı yerlere erişebilmek ve onları ziyaret etmek için bir nedene sahip olmak bir ayrıcalık. Bu kasabalardan ralli arabalarıyla geçtiğimde, yerel halk Suudi olduğumu öğrenince şaşırıyor. Bu bizim için yeni bir şey, özellikle de kadınlar 2018'den beri yollarda olduğu için - ralli arabasında bir kadın bulmak şöyle dursun. Onlara Suudi Arabistan'dan, Cidde'den geldiğimi söylemeyi seviyorum ve genellikle insanlar çok arkadaş canlısı ve misafirperver. Bu hem o insanlar hem de benim için büyük bir deneyim.

Bu yarışın sevdiğim bir başka yönü de dünyanın dört bir yanından insanları bir araya getirmesi. Farklı kültürlerle bağlantıda kalmanın ve çeşitli ülkelerden bireyleri tanımanın gerçekten önemli olduğuna inanıyorum. Bu, hayata bakış açınızı genişletiyor ve genel deneyiminizi zenginleştiriyor. Dakar, insanlarla tanıştığınız, bilgi alışverişinde bulunduğunuz ve birbirinizden bir şeyler öğrendiğiniz büyük ve hareketli bir uluslararası buluşma - gerçekten harika bir etkinlik. Yani bu gerçekten sadece bir yarış değil. Tam bir deneyim.