İzlanda ile ilgili merak edilen birçok şey var. Kendine özgü kültürü, devasa dağları, muhteşem şelaleleri, nefes kesen aktif volkanları ve göz alabildiğine uzanan buzulları... Peki, seni İzlanda'ya çeken ne? Red Bull TV programı Down Days'in İzlanda özel bölümünü izleyince bu gizemli ülkeye duyduğun merak ve ilgi daha da artacak.
Programın yaratıcıları üç profesyonel sörfçü Dane, Pat ve Tanner Gudauskas (kardeşler), adayı bir film ekibiyle keşfetmek üzere yola çıktıklarında onları harika bir deneyimin beklediğinin elbette farkındalarmış. "Ama bu kadar özel olacağını biz bile tahmin etmiyorduk. Bunları size hiçbir fotoğraf anlatamaz," diyor Dane. "Her şey o kadar devasa boyutta ki, kendinizi onların yanında bir karınca gibi hissediyorsunuz."
Dane ile biraz sohbet ettik ve ortaya aşağıdaki gibi bir liste çıktı. İşte tası tarağı toplayıp İzlanda'ya gitmek için 5 neden!
1. Karda kürek keyfi
İlk başlığımız özellikle su sporlarına meraklı olanları ilgilendiriyor. Örneğin eğer sörf yapmaktan keyif alıyorsanız, binlerce kilometre uzunluğunda bir sahil şeridine sahip olan İzlanda mutlaka ilginizi çekecektir. İzlanda'da herhangi bir su sporu ile uğraşmanın neye benzediğini anlamak içinse buz dolu bir havuza balıklama dalmak yeterli.
İzlanda'da sörf yapmayı kafaya taktıysanız, bir noktada board'unuzun sudaki buz parçalarına temas etmeye başlayıp ilerleyemez hale gelebileceğini unutmayın. Sizi bu bile yıldırmıyorsa, gideceğiniz yer kesinlikle Buzul Lagunu olmalı. Kristal berraklığındaki suyu ve dev buzullarıyla bu lagun size kendinizi oyuncak bir kar küresinin içerisindeymişsiniz gibi hissettirecek.
2. İnsanların mükemmelliği
“Burada tanışacağınız insanlar gerçekten kusursuz,” diye anlatıyor Dane. Basit yün kazakları ve olgun, canayakın ifadeleriyle dünyanın en mütevazı insanları kesinlikle İzlanda'da. İster Reykjavik belediye başkanı olsun, ister bir kamyon şoförü... Burada herkes sizi aynı samimiyet ve yakınlıkla karşılayacak.
3. Kültürü kağıt paradan daha eski
İzlanda’daki ilk insan yerleşimi 9’uncu yüzyıla dayanıyor, yani kağıt paranın icat edilmesinden 200 yıl öncesine. Burada sadece dolaşarak ve çevreyi gözleyerek dünyanın oluşumuyla ilgili yüzlerce kitaplık bilgiye ulaşabilirsiniz.
Adayla ilgili bu durum insanların yüzlerine de yansımış adeta. Hepsinin çizgilerinde, ifadelerinde bir bilgelik var.
Bu arada yüzlerce yıl öncesinden bahsettiğimize bakmayın, İzlanda'da internet var ve de iyi çalışıyor!
4. Harry Potter’dan daha sihirli bir atmosfer
İzlanda’nın kışları oldukça sert geçiyor ve neredeyse topraklarının tamamı karla kaplanıyor. Yazları ise, hava şartları her zaman elverişli olmasa da doğa keşfedilmeye daha müsait. "Yazın her yer yeşeriyor ve nereye baksanız gökkuşağı görüyorsunuz,” diyor Dane.
"Doğada renkler inanılmaz canlı. Her yerde devasa şelaleler var. Masalsı bir atmosfer. İnsan bu görkemli doğanın içinde kendini ufacık hissediyor."
5. Atlar, müzik ve yemek: İşte Reykjavik’in vazgeçilmez üçlüsü!
İzlanda öyle özel bir yer ki, kendine has bir at cinsi bile var. Adanın insanları, doğası ve kültürü gibi hayvanları da aynı köklerden besleniyor. Normalden daha küçük ve kendine özgü bir yürüyüş tarzı olan bu atlar İzlanda’nın tam anlamıyla bir parçası. Burada insan ve insan yaşamına ait her şey gibi onlar da 1.000 yıldır izole durumdalar. "Eğer adayı terk ederlerse bir daha geri dönemezler. Bu yüzden buraya özgü olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz," diyor Dane. Burası adeta kendi kuralları içerisinde var olan bambaşka bir dünya.
Küçücük bir insan nüfusunun yaşadığı bu büyülü adada müzik de aynı eksende gelişmiş ve İzlanda’nın hikayesine aynı kaynaklardan beslenerek ortak olmuş. Of Monsters and Men, Björk ve Sigur Ros gibi dünyaca tanınan müzisyenlere sahip olan ada, özgünlüğünü bu alanda da ortaya koymuş.
Yiyecek biraz pahalı olsa da doğal ve ev yapımı lezzetli ürünlere ulaşmak mümkün. İzlanda, saflık derecesi çok yüksek bir su rezervine sahip olduğu için mükemmel biralar üretmesiyle de ünlü.
Ve son olarak, Reykjavik’in hemen dışında yer alan, mineralli sıcak su havuzlarıyla ünlü Mavi Lagun’u ziyaret etmeyi de sakın unutmayın.