© Gold & Goose / Red Bull Content Pool
MotoGP
MotoGP ile Superbike Arasındaki Farklar
Yiğit Top, birbiriyle sık sık karıştırılan ama temel düzeyde aralarında büyük farklar bulunan MotoGP ve Superbike organizasyonlarını motosikletler üzerinden karşılaştırdı.
Ortalama bir spor izleyicisi televizyondaki spor programlarını pek kaçırmaz. Ağırlıklı olarak futbolun konuşulduğu spor programlarında diğer sporlar da gündeme göre bazen uzun bazen de kısacık yer bulur. 2006’da Kenan Sofuoğlu’nun Dünya Supersport Şampiyonası serüveninin başlaması ile birlikte motosiklet sporları da ülkemiz medyasında kendine yer bulmaya başladı. Doyurucu haberlerin yanı sıra bazen istemsizce güldüğümüz haberler de olmuyor değildi.
Şöyle düşünün, Euroleague ile ilgili bir haber veriyorsunuz, mesela Anadolu Efes - CSKA Moskova maçının haberini yayınlıyorsunuz ama görüntüde Boston Celtics - Miami Heat maçı var. Fark eder mi? İkisi de basketbol zaten. Maalesef öyle değil, ligleri farklı, statüsü bambaşka. Motosiklette ise kaç kez Supersport haberinde MotoGP, MotoGP haberlerinde British Superbike görüntüleri izledik. Bilen için tabii komik oluyor. Basketboldakinden farklı olan kısmı ise NBA’de oynanan top ile Euroleague topu çok da birbirinden farklı değildir. Ama Superbike ve MotoGP dediğin zaman ortak sadece iki tekerlek, bir şasi, bir gidon, bir sürücü… Hadi dalıyoruz konuya.
Otomobilde Formula 1 ne ise, motosiklet dünyası için de MotoGP odur.
MotoGP… Motosiklet yarışlarının en üst noktası. Tüm sürücülerin olmak için her şeylerini verebilecekleri bir alan. Otomobilde Formula 1 ne ise, motosiklet dünyası için de MotoGP odur. En görkemli padok alanı, pırıl pırıl karenajlar, üst düzey ziyaretçiler, Hollywood ünlüleri ve çok büyük bir medya ilgisi. Dorna bu işi çok iyi bildiğini her zaman gösteriyor zaten. MotoGP yarışları canlı yayınlarla dünyada en çok izlenen motor sporları müsabakaları arasında ilk üç içinde kendine bir yer bularak milyonlarca doların döndüğü bir market halinde. MotoGP’de kullanılan motosikletler hakkında söylenecek ilk şey asla ama asla caddede göremeyeceğinizdir.
MotoGP de Superbike da Dorna tarafından organize edilen ve FIM’in birbirinden farklı iki regülasyon ile gerçekleştirdiği seriler. MotoGP’yi F1’e benzetmiştik ya, Superbike’ın da otomobil dünyasında karşılığı GT serileri.
MotoGP’de bir seri üretim zorunluluğu bulunmuyor. Takımlar, atölyelerinde kendilerinin FIM tarafından belirlenmiş kurallar dahilinde ürettiği “prototip” motosikletler ile yarışırken, Dünya Superbike Şampiyonası’nda kullanılan motosikletlerin bir homologasyon kuralı var. Nedir homologasyon, kısaca ondan da bahsedeyim. Hem FIA’in hem de FIM’in yarışlarında (F1 ve MotoGP hariç) kullanılan araçların bir üretim alt sınırı ve bir kimlik kartı var. Yani bir marka bir otomobil veya bir motosiklet ürettiği zaman yarıştırabilmek için federasyona bir başvuruda bulunuyor ve federasyon belli kontrolleri yaptıktan ve seri üretimin sağlandığına emin olduktan sonra homologasyon fişini aktif ediyor.
MotoGP’de sınırlamalar çok daha az. Markalara daha büyük bir özgürlük sağlanıyor. Superbike’da ise seri üretim bazlı motosiklet üzerinde oynanmasına çok daha az izin veriliyor. Amaç burada günlük kullanımda olan ve son kullanıcının severek bindiği motosikletlerin neredeyse aynısının yarışlarını izletmek ve ilgiyi arttırmak.
MotoGP’de kullanılan prototipler de Superbike’daki bayiden alınma motosikletler de 1000 cc hacminde. MotoGP’de silindir sayısı dört iken, Superbike’da üç veya dört silindir kullanılabiliyor. Daha önceki yıllarda iki silindir makine kullanan Ducati’nin 1200 cc’lik motorla yarışmasına izin verilmişti.
Şasilerde esneklik ibresi yine MotoGP’den yana, şasi için büyük bir sınırlama yok, aynı şekilde karbon fiber ve magnezyum jantlar da kullanılabiliyor. Superbike’da ise seri üretim şasinin üzerine karbon fiberi ve titanyumu sınırlı bir şekilde kullanabiliyorsunuz.
Bu konuda söyleyecek yazacak çok şey var. Detaylı bir incelemeyi yine önümüzdeki haftalarda yine bu sayfalarda bulacaksınız. Hem de, hem MotoGP motosikleti, hem de Superbike ile yarışmış bir pilotun hikayesi ile...
Sonuçta ikisi de hızın, heyecanın en güzel yaşandığı seriler. Birbirinden ayırmayın. Sevin ikisini de…
Bu haberin içinde