Dünyanın bir numaralı fütüristi Elon Musk, sahibi olduğu SpaceX ve Tesla'nın başarılarıyla tanınıyor. SpaceX uzay-havacılık, Tesla ise otomotiv sektörünün gündemini en çok kaplayan firmalar konumunda. Mars yolculuğu planları hazırlayan SpaceX'in yeniden kullanılabilir roketi Falcon 9, atmosferin binlerce kilometre ötesinden Dünya'ya geri dönebiliyor. Tesla'nın kısa süre önce tanıttığı ikinci nesil Tesla Roadster ise 0-100 km/s limitine 1.9 saniyede ulaşabilme özelliğiyle dünyada bir numara.
Musk'ın hem SpaceX hem de Tesla ile geçirdiği ilk yıllar bugün gözlerden çok uzak kalmış durumda. Birçok genç girişimci için Musk fikirleri asla başarısız olmayan, her türlü engeli zekası ile aşabilen, riskleri sakız gibi çiğneyen Demir Adam’ın ta kendisi. Ancak Musk'ın 8 milyarda bir olmasını sağlayan faktörler sadece kişisel yeteneklerinde yatmıyor. O, aynı rotada ilerleyen sıradan başarı hikayelerinin kahramanı değil. Tam tersine çok iyi zamanlama ile değerlendirdiği bolca şansın, iş birliğinin, ikna yeteneğinin, ekip çalışmasının ve asla vazgeçmemenin sembolü olarak karşımızda duruyor. Sadece bakmak yerine, Musk'ı iyi analiz etmemiz gerekiyor.
Kendini sihirli bir fabrikada buluveren girişimci
PayPal'dan 180 milyon dolar gelir elde eden Musk, girişimcilik kariyerinin ikinci seviyesinde tecrübeli olduğu yazılım alanında irili-ufaklı girişimler açarak sakin bir kariyer sürdürmeyi aklından geçirmiyordu. En başından itibaren hedefi geleceği yönlendirecek teknolojilerde sınırları aşmaktı. Kendini bir saniye bile sorgulamasına izin vermeyen özgüveni ve her türlü detayı kurcalamayı seven enerjisi ile önüne koyduğu hedefleri hızla hayata geçirmeye başladı. İlk olarak 2002'de SpaceX'i, 2004 yılında da Tesla Motors'u kurdu.
Tesla Motors, 6.3 milyon dolar sermaye ile hayata geçmişti ve ilk üretimlerini Menlo Park, California'da bir zamanlar Chevroletbayisi olan garajda gerçekleştiriyordu. Dışarıdan üretilen parçalar burada bir araya getiriliyordu ancak seri üretim için büyük bir fabrika gerekliydi. Musk'ın o günlerde gözüne takılan Nummi tesisi, 1 milyar dolar değerindeydi.
Tesla ne kadar imkansızlıklarla boğuşsa da ilk yıllarını başarıyla tamamladı. 2008'de ilk Roadster modeli sunuldu ve 2010 sonuna kadar 1,300 otomobil satıldı. Tesla Model S karşısında büyülenen ABD hükümeti, 465 milyon dolar kredisağlamayı kabul etti. 7,000 lityum iyon batarya ile çalışan dört kapılı sedan, ait olduğu yılın çok ötesinde bir tasarımdı. 2009'da toplam 800 yüksek performanslı elektrikli otomobil üreten Tesla, bir niş olmayı başarmıştı.
Tesla'nın ilk adımlarını bu kadar başarılı kılan, yol haritasının çok iyi belirlenmiş olmasıydı. Musk, ilk olarak yüksek kalite ve performansa sahip spor model bir elektrikli otomobil üretilebileceğini gösterecekti. Ardından, BMW ve Mercedes gibi devlere rakip olabilecek bir sedan üretilecekti. Son olarak, fiyat avantajı sağlamak için seri üretime geçilecekti. En son basamak, en zorlu adımı temsil ediyordu.
Fremont, California'da yer alan Nummi fabrikası, başlı başına bir sanayi kasabası gibiydi. 510 bin kilometrekareye yayılan tesiste plastik işleme fabrikası, iki boyama tesisi, 5 kilometre uzunluğunda montaj hattı ve 50 MW enerji santrali yer alıyordu. Toyota ve General Motors tarafından 1984'ten bu yana kullanılan ve her yıl 450,000 otomobil üretilen tesis, otomotivde yeni bir döneme tanıklık etmek istiyor gibiydi. Pusuya yatmış olan Musk, Mart ayında Toyota'nın Başkanı Aiko Toyoda'dan fabrikayı görmek için izin almıştı. Lehman Brothers'ın iflasını takip eden 2009'da General Motors çoktan fabrikayı terk etmiş, Toyota ise üretimi Nisan sonunda durdurma kararı almıştı. Tanınmamak için mavi bir ceket, şapka ve güvenlik gözlükleri takan Musk, kulağa inanılmaz gelen bir teklif yaptı: 42 milyon dolar. Bir ay sonra, teklifi kabul edilmişti.
Tesla, devasa tesisine kavuştuktan beş hafta sonra halka arz edildi ve 238 milyon dolar gelir sağladı. Ford'un 1956'da gerçekleştirdiği halka arzın ardından tüm hisselerinin satışını gerçekleştiren ikinci ABD’li otomobil üreticisi Tesla olmuştu. Bir anda kasasında 700 milyon dolar biriken Tesla, uçuşa geçmeye hazırdı. Bu ana kadar geçen süreç, firma için benzersiz bir tecrübe olmuş ve yıkılmaz bir temele oturmasını sağlamıştı.
Tesla'nın karanlık yılları
California'da doğan yıldız, yaratıcı fikirler ve güçlü bir ekip çalışması olmasaydı adı daha bilinmeden sönüp gidebilirdi. Tesla, ilk ürünü olan Roadster'ı aslında 2007 yılında 109,000 dolardan satışa sunmayı planlıyordu. Ancak üretimden önce hazırlanan bir denetleme raporu, aracın üretiminin 140,000 dolara geleceğini ortaya koydu. Roadster, bir tane satılmadan borca girilmesine neden olacaktı. Musk, o günlerde Tesla'nın ana yatırımcısı olsa da CEO'su değildi ve kendi hesaplamalarına göre Roadster'ın maliyeti 65,000 dolar olmalıydı. İngiltere'de aracın dış panelini üreten tesise gittiğinde istedikleri malzeme için gerekli malzemelerin bulunmadığını fark etti. Satılması bir yana, Roadster'ın aslında üretilmesi bile mümkün değildi.
Tesla'nın o ana kadar kaybettiği sermaye 100 milyon dolardı ve tek bir otomobil bile üretilmemişti. Vizyonu güçlü olsa da, dönemin CEO'su Martin Eberhard havlu attı. Elektronik üreticisi Flextronics'in eski patronu Michael Marks, geçici CEO olarak göreve başladı. Tesla'nın karanlık günlerden çıkmasını sağlayan isimlerden biri oldu. Marks göreve başlar başlamaz bir liste çıkardı. Şanzıman ve klima çalışmıyordu, koltukların kalitesi fazlasıyla düşündürücüydü. Karşısına çıkan manzarayı bir e-posta'da "düşündüğümden çok daha korkutucu" sözleriyle ifade etti ve Roadster üretimini durdurdu. Tesla iflasın eşiğindeydi ve nokta atışı bir çözüm gerekiyordu.
Yenilgiyi kabul etmeyen Musk, 2007 sonunda Tesla'ya 20 milyon dolar daha yatırdı. Otomotivde yanmalı motor devrini sona erdirip elektrikli araçlar ile devrim yapmaya kararlıydı. Ona göre 19. yüzyıldan bu yana sürdürülmekte ısrar edilen teknoloji sektörün kaynaklarını fazlasıyla tüketiyordu ve yetmezmiş gibi iklim değişikliğini körüklüyordu. 1 galon (3.78 litre) benzin ile elektrikli bir aracın yüzlerce kilometre yol kat etmesi sağlanabilirdi. Tesla'nın mühendisleri Musk'ın kararlılığı karşısında asıl sorunu çözmek için fazlasıyla motive olmuştu. Lityum-iyon piller kullanılarak dayanıklı ve güçlü bir batarya üretildi. Aşırı ısınmadan patlamasını engellemek için batarya boyunca su ve antifriz dolaşımı sağlayan soğutma sistemi geliştirildi. Nem, duman veya sıvı sızıntısı halinde bataryayı milisaniyeler içinde devre dışı bırakacak uyarı sistemi eklendi. 200 KW gücündeki lityum-iyon motor (288 beygir gücüne denk) Roadster'ın 0-100 km/s hıza dört saniyeden kısa sürede erişmesini sağlıyordu.
Elektrikli otomobillerin şafağı
Tesla'nın çabaları, büyük firmalar tarafından kibirle izlenmiyordu. Tersine, arı gibi çalışan firmanın başarılı olması halinde başlarına ne geleceğini bildikleri için kaçınılmaz Ar-Ge sürecine onlar da başladı. General Motors, Ocak 2007'de elektrikli araç prototipi Chevrolet Bolt'u sundu. Aynı yıl, Alman devi Daimler Smart modelinin elektrikli modeline ait prototip geliştirdi. Sektördeki gelişmeler bu sefer Tesla'yı korkuttu. Kaynağı oldukları rüzgarın arkasında kalabilirlerdi. Ancak Musk için yine yıldızın parladığı anlardan biri yaklaşıyordu.
Musk finansal şartlar altında Roadster'ın üretimini hızlandırmak zorundaydı ve Marks ile yollarını ayırıp mikroçip uzmanı Ze'ev Drori'yi CEO atadı. Drori, 1970'te kurduğu Monolithic Memories firmasını 1987'de AMD ile birleştirmiş ve adını duyurmuştu. Musk, yönetim değişikliğinin ardından finansal yangını söndürecek tek bir çözüm görüyordu: Ürettikleri bataryaları büyük üreticilere satmak. ABD'deki rakiplerinin suratına bakmayacağını bildiği için Almanya'da Daimler'i ziyarete gitti. Heyecanla teknolojisinin ne kadar kullanılabilir olduğunu anlatsa da sonuç alamadı. Ancak iki ay sonra, Daimler ileri mühendislik biriminin başında bulunan Herbert Kohler'in telefonu gelmişti. Daimler yöneticileri altı hafta içinde Tesla'nın teknolojisini gözden geçirmek için California'ya gelecekti.
Musk, Almanları kalbinden vuracak fikri bulmuştu: Elektrik motorlu bir Smart. Musk her ne kadar tereddütle yaklaşsa da Tesla CTO'su JB Straubel'den Roadster üzerindeki çalışmayı ertelemelerini istedi. Daimler ABD'de Smart satışı yapmadığı için en yakın bayiinin bulunduğu Tijuana kentine birisini göndermek gerekiyordu. Bir mühendisin İspanyolca bilen arkadaşının eline nakit 20,000 dolar tutuşturuldu ve Meksika'ya yollandı. Herkes aracı alması için gönderilen kişinin Cancun'daki beş yıldızlı bir otele kaçacağını düşünürken, üç gün sonra Smart ile çıkageldi. Riskli planın ilk basamağı başarıyla tamamlanmıştı.
Ar-Ge ekibi vakit kaybetmeden ufak aracın 83 beygirlik benzinli motorunu çıkardı ve yerine sorunsuz oturacak bir batarya üzerinde çalışmaya başladı. Bir Roadster motoru sökülerek Smart'a uyarlandı. Garajda uyuyakalan mühendisleri motorun çıkardığı korkunç ses uyandırıyordu. Aşılması gereken çok sorun vardı. Aradan beş hafta geçtikten sonra, lityum-iyon batarya Smart'a tam uyum sağlamıştı ve gürültü çıkarmadan çalışıyordu. Straubel, Musk'ı arayarak hazır olduklarını söyledi.
Daimler yöneticileri 16 Ocak 2008'de Tesla ile toplantı gerçekleştirdi. Musk'ın sunumuna ilgi göstermediler. Duymak istedikleri, Tesla'nın Smart için seri üretim batarya tedarik etmesiydi. Toplantının ardından Musk, Daimler yöneticilerini Smart'ın beklediği garaja davet etti. Kohler, karşısında duran Smart'ın ne özelliği olduğunu anlamamıştı. Musk ona aracın elektrikli olduğunu söylediğinde ilk başta inanmadı. Ardından kaputun altındaki bataryayı görünce neye uğradığını şaşırdı. Test sürüşünün ardından, Musk'a ortaklık teklif etti.
"O günler ölüm çukuruna bakmak gibiydi"
Daimler ile anlaşma yapılmasının ardından Tesla, geçmişteki sorunları aşarak 109,000 dolar satış fiyatıyla (vergisi 7,500 dolardı) birbiri ardına Roadster satmaya başladı. Tesla sırtını doğrultmuştu ancak Musk için hayatta kalmak sadece başlangıçtı. Bu yüzden hızla ana planın ikinci kısmına geçti: Model S.
Tesla araçlarının göz alıcı görüntüsünü kazandıran kişi Musk'ın 2008 yazında Tesla kadrosuna kattığı Mazda'nın Kuzey Amerika'daki baş tasarımcısı Franz von Holzhausen'di. Musk, Holzhausen'den dört kapılı, yedi kişilik bir sedan istediğinde aldığı cevap "bu bir SUV" oldu. Roadster'ın modifiye Lotus kasası İngiltere'de üretiliyordu. Model S ise California'da üretilecekti. Egzoz, ısı koruma panelleri ve katalitik konvektör olmaması, aracın bolca boş alana sahip olacağı anlamına geliyordu. Yani, üçüncü sıra koltuklar için gereken alan. Musk, yazın başlayacak seri üretim için 100 milyon dolar ayırmıştı ve finansmanı Goldman Sachs ile yapmayı düşünüyordu. Ancak aynı dönem patlayan mortgage balonu bankadan beklenen yardımı olanaksız kıldı.
Tesla mühendisleri Roadster üretim maliyetini 95,000 dolara indirmişti ancak Musk'ın bir önceki yıl indirim fiyatı olarak belirlediği 92,000 dolardan yaptığı yüzlerce ön satış durumu kurtarmıyordu. Maliyetin çok daha aşağı çekilmesi gerekiyordu ve 2008 sonuna gelindiğinde firmanın kasasında sadece 500,000 dolar kalmıştı.
Tesla gibi fazlasıyla tökezleyen SpaceX, Musk'ın kişisel servetini bitirmek üzereydi ve 37 yaşındaki girişimcinin sadece 20 milyon doları kalmıştı. O an halen milyoner biri olarak havlu atabilirdi. Ancak bu aklından geçmedi bile. Musk, tekrar risk almayı tercih etti. Bu noktada 'bir insan için ailesinden önemli bir değer yoktur' sözünü hatırlayacağız. Musk, 1999'da Compaq'a satarak milyonlar kazandığı Zip2 firmasının kurucu ortağı olan küçük kardeşi Kimbal'ı aradı ve finansmana ihtiyacı olduğunu söyledi. Tesla'da küçük de olsa yatırımı bulunan kardeşini ikna etmeyi başardı. Planı, Roadster'ı satışa sunabilecek hale getirmek, Daimler'e seri halde batarya üretmek ve kazanacakları para ile hükumetten teşvik almayı başarmaktı. Tesla'nın ölüm-kalım sürecine girmesinden önce, Drori'yi görevden aldı ve CEO koltuğuna kendisi geçti.
Musk, kardeşi ve diğer yatırımcıları da ikna ederek son bir gayretle 40 milyon dolar toplamayı başardı. O noktada aklına en korku verici düşünce takıldı: Giderlerini karşılayabilmek için arkadaşlarından borç aldığı bir hayat. "Her gün cam yemek ve ölüm uçurumuna bakmak gibiydi"sözleriyle o günleri özetliyor.
Tesla'nın ikinci dirilişi
Musk, oynadığı kumarı kazandı. Ocak 2009'da, Daimler 40 milyon dolardan fazla gelir anlamına gelen 1.000 adet batarya siparişi verdi. Daimler Mayıs 2009'da 50 milyon dolar karşılığında Tesla'nın yüzde 10 hissesini satın alarak firmaya derin bir nefes aldırdı. Tesla'nın piyasa değeri 500 milyon doların üzerine çıkmıştı. Yanmalı motorun öncüsü bir otomotiv devi, elektrikli araç üreticisinin yolunu açıyordu.
Von Halzhausen, Model S prototipini Mart 2009'da tamamladı. Musk'ın fazlasıyla alıştığımız göz alıcı tanıtımlarından belki de en anlamlısı, Los Angeles'taki bir roket fabrikası yakınlarında yapıldı. Von Halzhausen Model S'i örten örtüyü kaldırdığında, spot ışıkları altında Tesla'nın devrimi belirdi.
Musk, kendine has özelliklere sahip teknojileri için her zaman kısa ve net açıklamalar yapmıştır. Model S için de, "Bu yapacağını söylediği şeyleri yapan bir gösteri aracı değil... İçinde birçok insanla hızlı gidebilen bir araç,"diyordu. Davetlileri Model S ile gezdirmeye başlayan Musk, anlaşılacağı gibi gösteri kısmını kendine saklamıştı.
Model S'in tanıtılmasından 3 ay sonra, ABD hükümeti İleri Teknoloji Araçları Üretim Kredi Progamı kapsamında Tesla'ya 465 milyon dolar vermeyi kabul etti. Ford'a yapılan yardım 5.9 milyar dolar, Nissan'ın aldığı teşvik ise 1.6 milyar dolardı. Musk için kendi payına düşen para seri üretime geçmesi için yeterliydi.
Tesla uçuşa geçiyor
Nisan 2010'da Musk, Nummi tesisini satın aldığı Akio Toyoda'yı kahvaltıya davet etti. Günler süren hazırlıkların ardından, sabah yöneticilerinin karşısına üzerinde sahte kan, balkabakları ve kurukafalar olan bir kravat ile çıktı. Herkes küçük dilini yutmuş halde iken Musk aniden ekibine baktı "Sizi yakaladım!"diye bağırdı. Amacı, dünyanın en büyük otomobil üreticisinin başkanı ile yapılacak toplantının neden olduğu stresi dağıtmaktı. Toyoda'nın korumaları binaya girerken, Musk kravatını çıkartıp bir kenara attı.
Nürburgring 24 saat dayanıklılık yarışını tamamlamayı başarmış isimlerden biri olan 53 yaşındaki Toyoda, Roadster'ın direksiyonuna geçip Musk ile sohbete başladı. Amacının Toyota'yı 'daha girişimci kılmak' olduğunu ve yeni iş fırsatları aradığını söyledi. İkili anayola çıkıp SpaceX'in tesisine gitti. Donmuş yoğurt yiyerek Musk'ın bilgisayarında roket ateşleme videolarını izlediler. Toyota dört hafta sonra Tesla'ya 50 milyon dolarlık yatırım yapacağını açıkladı. Toyoda aynı zamanda Tesla ile elektrikli araç prototiplerinin geliştirileceğini, milyar dolarlık Nummi tesisi için de 42 milyon dolarlık teklifi kabul ettiklerini sözlerine ekledi. Bir Reuters muhabiri neden Tesla'yı seçtiklerini sorduğunda cevabı,"Musk-chan... Onu seviyorum!" oldu.
Dünyanın elektrikli otomobil ve batarya devi: Tesla
Daimler ve Toyota ile yapılan anlaşmaların ardından Tesla'nın işleri tamamen rayına oturmuştu. Firma Ekim 2011'de Model S betayı tanıttı. 3,000 ön sipariş alan otomobil tek şarjla 500 kilometre gidebiliyordu. 0-100 km/s süresi ise 4.5 saniyeydi. Şubat 2012'de, Tesla Model X sunuldu. Otomobilin ön siparişlerinden elde edilen gelir 40 milyon dolardı. Aracın tanıtımının ardından TeslaMotors.com trafiği %2800 arttı.
Model S, Haziran 2012 sonunda piyasa sunuldu. Tam iki yıl sonra, Tesla ilginç bir karar alarak patentlerini açık kaynaklı hale getirdi. Musk, elektrikli araç üretmek için patentlerini kullanmak isteyen firmalara karşı yasal işlem yapmayacaklarını açıkladı. Sektörün sürdürülebilmesini amaçlarken, patentlerinin sakladığı teknolojiyi herkesin kullanacak gücü olmadığını da biliyordu.
Tesla'nın artık engel tanımayan büyümesi Nevada'daki dev batarya tesisi Gigafactory ile daha da sağlam temellere oturdu. Otomobillere yarı-otonom sürüş özelliği kazandıran Autopilot teknolojisi de yazılım alanında seviye atlanmasını sağladı. 2016'da Model 3'ü sunan Tesla, kısa süre önce Tesla Roadster'ın yeni versiyonu ve ilk yarı-otonom tırı Tesla Semi'yi tanıttı.
Adını Şubat 2017'de 'Tesla' olarak kısaltan firma, otomobilden kalan vakitte yatırımını en uzman olduğu alana, bataryalara yapıyor. Güney Avustralya'da kısa süre önce tamamlanan 129 MWh kapasiteli Tesla Powerpacks santrali, dünyanın sahip olduğu en büyük batarya özelliğini taşıyor. Tesla elektrikli araçları herkesin erişebileceği fiyatlara indirgeyebilirse, bir gün Tesla'nızı yine Tesla Powerwall bataryası ile aydınlanan evinizin garajına park etme şansınız olabilir. O gün geldiğinde, düğmesine basmadan önce baktığınız teknolojinin geçmişini hatırlamak çok anlamlı olacak...