İlk olarak 1962 yılında kendi serisi olan The Incredible Hulk’ın ilk sayısında görünerek yayın hayatına başlayan Yeşil Dev, klasik bir şekilde MARVEL’ın o dönemki beyni Stan Lee ile Jack Kirby tarafından yaratılmış bir karakterdir. Quasimodo, Frankenstein, Dr. Jekyll and Mr. Hyde gibi önemli zayıflıkları ve eksikleri olan karakterleri çok seven Stan Lee’ye yine bu karakterlerin verdiği ilham sonrasında ortaya çıkan Hulk, o dönemin en çok tutulan çizgi roman kişiliklerinden biri olan Fantastik Four üyesi The Thing’den de fazlasıyla yararlanır.
Hikayesi
Çocukluğunda psikolojik yönden fazlasıyla zayıf ve problemli bir babaya sahip olan Bruce Banner, babasının annesini öldürmesi sonrasında küçük yaşta büyük bir travmayla karşı karşıya kalır. Korku, endişe ve öfke gibi duygularla şanssız bir şekilde erkenden tanışan Banner için yaşadığı kaza bu duyguların etkilediği bir süper güçle onu birleştirecektir. Dünyadaki en zeki insanlardan biri olarak zamanla dikkat çeken ve ABD devletiyle ordusu için çalışmaya başlayan Bruce Banner, kendi icatlarından biri olan gama bombasına bir sivil olan Rick Jones’u kurtarmak için kendisini feda ederek maruz kalınca ikincil kişiliği olan Hulk ortaya çıkar ve böylelikle başka bir hayat yaşamaya başlar.
1962’den beri sayısız büyük hikaye ve zaman içinde de Avengers üyesi olarak Yenilmezler arasında yer alan Hulk’ın kişiliği de birçok değişime tabi oldu. Daha karakterin ortaya çıkma aşamasında Stan Lee tarafından gri olarak tasarlanan Hulk, matbaada yaşanan bir şanssızlık nedeniyle farklı bir renkte ortaya çıkar ve Lee sonrasında karakterin yeşil renkle yayın hayatına devam etmesine karar verir.
Yeşil renkli Hulk olarak genellikle akılsız, tamamıyla içgüdüsel ve kontrolsüz bir şekilde hareket etme eğiliminde olan Yeşil Dev, zaman içinde başka çizerlerin kendisini gri olarak da betimlemesiyle birlikte farklı özellikler de kazanır. Gri olduğu dönemlerde Hulk karakterinin ortaya çıktığı dönemde de akıllı bir şekilde hareket edebilen Bruce Banner’ın gerçek gücü her zaman öfke ve endişesinin tavan yaptığı dönemlerde ortaya çıkar. Kızgınlığı arttıkça gücü de artan Hulk’ın bu anlamda gücünün sınırı yoktur. Birçoğuna göre MARVEL evreninin açık ara en güçlü karakteri olan Yeşil Dev’in bu sınırsız gücünün yanında yine sınırsız iyileşme ve hatta yok edilememe özellikleri de vardır.
MARVEL evreninin en güçlüsü olarak DC evreninin en kuvvetlisi olan Superman’le arasında bir güç savaşı da olan bu karakterle alakalı yapılan yorumlarda Superman’e karşı kazanamasa da asla kaybetmeyeceği de oldukça güçlü bir şekilde savunulan konulardan biri olarak dikkat çeker. Vücudu birkaç parçaya ayrılsa dahi çok çabuk bir şekilde iyileşebilecek kuvvete sahip olan Hulk, MARVEL evreninin çok daha büyük ve görkemli yaratıkları tarafından dahi yenilmez olarak betimlenmiştir.
Planet Hulk, World War Hulk, Hulk Gray, Imperfect Future gibi çok kaliteli hikayeye sahip olan bu önemli karakter, Avengers üyesi olarak çok uzun zamandır Yenilmezler arasında görev yapmaktadır. Steve Rogers, Tony Stark ve Reed Richards’la birlikte Avengers’ın beyin takımını oluşturan ve özellikle Richards-Stark ikilisiyle birlikte bilimsel tüm kararların altında birincil derecede imzası olan Bruce Banner, akılsız Hulk döneminden de yavaş yavaş uzaklaşma eğilimiyle dikkat çekmektedir.
Sinemada Hulk
İlk olarak 2003 yılında Ang Lee tarafından sinemaya uyarlanan Hulk 1, yani The Hulk çok iyi bir film olmasına rağmen ne sinema eleştirmenleri tarafından beğenildi, ne de çizgi roman hayranları arasında popüler bir noktaya çıktı. Fazlasıyla başarılı bir sinemacı olan Ang Lee’nin klasik bir çizgi roman filminden oldukça uzak bir tonda çektiği film, derin karakterizasyonu, az ama öz aksiyonu ve dramatik yapısıyla eğlendirici olmaktan çok uzak bulundu. Bruce Banner rolünde Eric Bana fazlasıyla ikna edici bir rol ortaya çıkarırken, Banner’ın babası rolündeki Nick Nolte de sorunlu düşman titriyle oldukça iyi iş çıkarıyordu. Karakterin Hulk haline geldiği bölümlerdeki efekt kalitesi dönemi için ziyadesiyle iyi görünürken Spider-Man ve X-Men’in hafifliğinden ve eğlencesinden uzak olan film karakterin barındırdığı doğal dezavantajlardan da çok etkilendi ve gişede zarar etti.
The Incredible Hulk
The Hulk’tan 5 yıl sonra MARVEL Studios’un kurulmasıyla birlikte ikinci Hulk filmi tamamen yeni bir kadroyla geldi. Stüdyonun ilk filmi olan Iron Man’in başarısıyla birlikte Kevin Feige, Hulk karakterini de diriltebileceklerini düşünüyordu. Her şeyi sil baştan yapmaya karar verdiler. Ang Lee’nin anlattığı orijin hikayesini 5 yıl sonra yeniden canlandırdılar. Yeni bir yönetmen (Louis Leterrier) ve yeni oyuncu kadrosuyla yola çıktılar ama sonuç çok farklı olmadı. Başroldeki Edward Norton yine inandırıcı bir Bruce Banner ortaya çıkarmayı başardı ama hikaye zayıf kaldı ve 5 yıl aradan sonra aynı orijin hikayesini görmeyi seyirci de kabul etmedi. Norton da kariyer performanslarından birine imza atmadı.
Aksiyondan gelen Louis Leterrier ortaya iyi aksiyon sahneleri çıkarmayı başardı. Hulk’ın düşmanı olarak bu kez babası yerine karşısında kendisi gibi yıkıcı bir güç olan Abomination vardı ve Hulk vs. Abomination’ın ortaya çıktığı şehir içi savaş sahneleri gerçekten görkemliydi fakat film toplamda bekleneni vermekten uzaktı. Ang Lee’nin dramatizasyonundan sonra Leterrier’in anlattığı hikaye karakterizasyon yönünden bir o kadar zayıftı. MARVEL Studios’un en kötü işlerinden biri olarak kabul edilen Hulk 2 yani çizgi roman adıyla The Incredible Hulk resmen atıl bir film olarak değerlendirildi ve sonrasında Avengers kurulurken Bruce Banner rolü de başka bir aktöre verildi.
Avengers içinde yeniden
İlk iki film zayıf bulununca bir devam filmine haliyle yol görünmedi ve bu durum bir süre daha değişmeyecek gibi görünüyor. Avengers içinde Mark Ruffalo’yla birlikte tekrar ortaya çıkan Hulk karakteri bu seri içinde belirli bir başarı yakalamış görünüyor. Ruffalo’nun minimalist yaklaşımıyla oldukça iyi bir şekilde tekrar canlanan karakter diğer süper kahramanlar arasında sırıtmıyor. Hulk olduğu dönemlerde kontrollü bir görünüm sergileyerek ilk dönem çizgi romanlarına da karşı bir duruş sergileyen MARVEL Studios’un CEO’su Kevin Feige, Hulk’a neden solo film çekmeyi düşünmediklerini de şöyle açıklıyor: "Solo filmler geçmişte gördük ki Hulk’ta pek işlemiyor. Tek filmler ne kadar sorunluysa, Hulk’ın içinde bulunduğu Avengers filmlerinde de karakter bir o kadar sevildi. Bu büyüyü bozmak istemiyoruz."
Öyle ki Avengers’tan sonra Hulk, Thor’un üçüncü filmi olan Thor: Ragnarok’ta da Asgardlı tanrıyla başrole çıktı ve o film içinde de beğenildi. Dolayısıyla Ruffalo oynadığı ve yan rolde kaldığı sürece Feige’nin tutturduğu bu formül de işlemeye devam edecek gibi görünüyor. Şu ana kadar ortaya çıkan üç Avengers filmi içinde de çok önemli yere sahip olan, ilk filmde Loki’yle olan sahneleri ikonik bir hal alan, ikinci filmde Ultron’a karşı yine çok kritik bir yer tutan Hulk’ın üçüncü film Infinity War’un açılış sahnesinde Thanos’tan yediği dayak sonrasında film boyunca görünmemesi de seriye farklı bir dinamizm kattı ve 4. filmde sadece bu nedenle Hulk’ın rolü oldukça büyük olacak gibi görünüyor. Bundan sonra kendisine 3. bir solo film edinir mi bilmiyoruz fakat Mark Ruffalo’nun Hulk’ı gerçekten oldukça nitelikli bir karakter ve MCU içinde sonunda kendisini bulmuş durumda.