Sinema tarihinde komedi filmlerinin yeri elbette ayrıdır. Hatta çoğu zaman tüm zamanların en çok izlenen ya da en çok sevilen filmleri listelerinde komedi filmleri sık sık karşımıza çıkar.
Tür içinde, slapstick, tuvalet mizahı, mockumentary yahut politik taşlama gibi janrlar da vardır ama biz o kadar ileriye gitmeden hepsini tek bir listede toplayıp tekrar tekrar izlenecek ve her izleyişte yine kahkahalar attıracak 25 filmi listeledik.
The Apartment (Garsoniyer, 1960)
Billy Wilder’ın bu klasik filminde Jack Lemmon’ı başrolde izlemiştik. Yumuşak başlı bir adam olan Baxter, işinde yükselmek için evinin patronlarının kullandığı bir garsoniyere çevrilmesini kabul etmiştir. Bir gün bu eve platonik aşkı Fran gelir ve Baxter büyük bir çıkmazda kalır.
His Girl Friday (Cuma Kızı, 1940)
Aynı zamanda sinema tarihinin en komik filmlerinden biri olan ve düşmeyen temposuyla bugün bile izleyiciyi nefessiz bırakabilen His Girl Friday, Cary Grant’in olağanüstü performanslarından birine de ev sahipliği yapıyor. Eskiden evli olan bir çifti takip ettiğimiz film gerçek bir klasik.
The Big Lebowski (1998)
Tüm zamanların en komik filmlerinden biri olan The Big Lebowski'de "The Dude" lakaplı Lebowski'nin isim benzerliği nedeniyle başından geçen trajikomik olayları takip etmiştik. Oynanan bowlingler, işenen halılar ve bitmeyen alengirli olaylar ile tam bir komedi klasiği.
Modern Times (Modern Zamanlar, 1946)
Chaplin’in sevimli Şarlo’dan ciddi bir politik figüre dönüşmesinin ilk adımı olan bu film usta oyuncunun en iyi filmi olarak da biliniyor. Endüstriye, devlete ve elbette sanayileşmeye epey eleştiri getiren film bugün bile güncelliğini koruyor.
Charade (Öldüren Şüphe, 1963)
Cary Grant ile Audrey Hepburn'ü bir araya getiren bu suçla soslanmış romantik komedide, eşini bir cinayete kurban veren Regina ile onun peşindeki özel dedektif Peter’ın sık sık ters köşe yapan ilişkisine tanık olmuştuk. Her iki oyuncunun da kariyerinin olgunluk dönemine denk gelen Charade, aynı zamanda sinema tarihinin en komik filmlerinden biri.
When Harry Met Sally (Harry Sally ile Tanışınca, 1987)
Romantik komedi denen türü bir anlamda yeniden tanımlayan When Harry Met Sally, hayatlarının çeşitli dönemlerinde sık sık karşılaşmalarına rağmen bir türlü düzgün ilişki kuramayan ama en sonunda 30’lu yaşlarına gelmişken bir ilişkiye başlamaya karar veren Sally ile Harry’nin hikayesini anlatıyordu. Başrollerinde Billy Crystal ile Meg Ryan’ın olduğu film meşhur yemek sahnesi ile de sinema tarihine geçmişti.
Shaun of the Dead (2004)
Tüm zamanların en eğlenceli filmlerinden biri olan Shaun of the Dead, temelde bir hayatta kalma mücadelesini anlatan bir film. Shaun, bir sabah uyandığında mahallesini tuhaf canlıların bastığını görür fakat bu canlıların –daha doğrusu ölülerin- zombi olduğunu fark etmesi epey zaman alır. Bir yandan kız arkadaşı ile olan sorunlu ilişkisini toparlamaya çalışırken, diğer yandan da zombilerle uğraşmak zorunda kalan Shaun’un hikayesi için “zombili romantik komedi” denebilir. Tipik İngiliz bireyleri olarak tehlike karşısında ilk olarak bir pub’a sığınan Shaun ve arkadaşları, plaklarla zombi öldürmeye çalışmak, zombi taklidi yapmak gibi bir dizi akla zarar hadiseyle zombilerden kurtulmaya ve hayatta kalmaya çalışırlar. George A. Romero’nun başyapıtı The Night of the Dead’in serbest bir uyarlaması olan film, her izleyişte yeni kahkahalar atabileceğiniz bir yapım olarak sinema tarihindeki yerini koruyor.
Mujeres al Borde de un Ataque de Nervios (Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar, 1988)
Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar, usta yönetmen Pedro Almodovar’ın birçok filmi gibi kadınlar üzerine. Ama bu kez iş gerçekten de öyle zira bu filmde bir erkeğe rastlamanız çok zor. Aynı adama aşık olan birçok kadın ve onların arkadaşlarının maceralarını anlatan film bir an bile düşmeyen temposuyla aynı zamanda sinema tarihinin en iyi komedi filmlerinden biri olmayı da başarıyor.
There's Something About Mary (Ah Mary Vah Mary, 1998)
13 yıl önce aşık olduğu kızı bulmak için bir özel dedektif tutan Ted (Ben Stiller), bir anlamda en büyük aşkını yeniden yaşamak ister. Ama tuttuğu dedektif de dahil herkesin ilk aşkı Mary’i (Cameron Diaz) elde etmeye çalıştığını görünce, birçok rakibi olduğunu fark eder. Kaba komedi ya da tuvalet komedisi denen türün en iyi örneği olan film 20 yaşında bir klasik.
Dirty Rotten Scoundrels (Kirli Çürük ve Adi, 1988)
Usta bir dolandırıcı işinin püf noktalarını öğretmek için yanına bir çırak alır. Fakat zaman geçtikçe çırağın ustaya meydan okuduğu bir rekabet ortaya çıkar ve ikilimiz büyük bir sosyete soygunu konusunda birbirlerine rakip olurlar. Michael Caine ve Steve Martin’in harikalar yarattığı film her izleyişte yeni kahkahalar attırma potansiyeline sahip.
Meet The Parents (Zor Baba, 2000)
Greg Focker (Ben Stiller), uzun yıllardır sevgilisi olan Pam’e evlenme teklif eder. Pam ise kabul etmeden önce Greg’in ailesi ile tanışmasını ister. Fakat bu tanışma Greg için hiç ama hiç kolay olmayacaktır. Ben Stiller ve Robert De Niro’nun tüm komedi yükünü taşıdığı filmin ardından iki tane de devam filmi çekilmişti.
Liquid Sky (1982)
Bugüne kadar izlediğimiz hiçbir şeye benzemeyen filmde uyuşturucu bulmak için dünyaya gelen uzaylıların punk gençliğine neler yaptığını izlemiştik. Baştan sona tamamen “camp” bir film olan Liquid Sky her izleyiciye göre değil, tam bir ya sev ya da nefret et filmi.
Some Like It Hot (Bazıları Sıcak Sever, 1959)
Özellikle Marilyn Monroe’nun uçuşan etekleriyle tarihe geçen Some Like It Hot listemizin en eğlenceli filmlerinden. Marilyn Monroe’ya Tony Curtis ve Jack Lemmon’ın eşlik ettiği film eskimeyen klasiklerden.
Braindead (1992)
Peter Jackson’ın Yüzüklerin Efendisi serisinden önce dünyanın en kanlı filmi namlı Braindead’i çektiğini pek kimse bilmez. Sumatra'dan gelen bir maymun türü hayvanat bahçesinde yaşlı bir kadını ısırır ve inanılmaz bir zombi salgını başlar. Aynı zamanda hem çok korkunç hem de çok komik olan film türünün nadide örneklerinden.
40 Year Old Virgin (40 Yıllık Bekar, 2005)
40 yaşına gelmiş olmasına rağmen hala bakir olan Andy en sonunda bu işe bir çözüm bulmak için kapsamlı bir eğitim sürecine girer. Judd Apatow’un yönettiği filmde, The Office dizisinden tanıdığımız Steve Carell’ı başrolde izlemiştik.
A Fish Called Wanda (Wanda Adında Bir Balık, 1988)
Elmas düşkünü bir kadın olan Wanda’nın (Jamie Lee Curtis) sevgilisi Otto (Kevin Kline) ile birlikte bir elmasın peşine düşüp akla hayale gelmeyecek maceralara daldığı film özellikle kıskanç sevgili Otto rolündeki Kevin Kline’ın muazzam performansı ile hatırlanıyor.
Monty Python
İster dizilerini isterseniz de herhangi bir filmini izleyin, anında kendinizi kaptırıp gününüzün güzelleşmesini sağlayan Monty Python, İngiliz mizahı nedir sorusunun da cevabı niteliğinde bir yapım.
Airplane (Uçak, 1980)
Felaket filmlerinin parodisini yapan filmde, uçaktaki tüm yolcu ve kabin ekibi gıda zehirlenmesi geçirince, eski bir pilot olan Ted Striker’ın uçağı kullanmasını birbirinden komik sahneler eşliğinde izlemiştik. Bol bol kahkaha attıran film slapstick türünün de en iyi örneklerinden biri olarak anılıyor.
This Is Spinal Tap (1984)
Mockumentary türünün en iyi örneği olarak lanse edilen This Is Spinal Tap, Amerika’da bir turneye çıkan İngiliz metal grubu Spinal Tap’in bu turunu takip ediyor ve bizi güya bir rock grubu ile tanıştırıyordu. Sahte belgesel diye özetleyebileceğimiz film mizahın da sınırlarını zorlayıp bol bol kahkaha attırıyordu.
The Party (1968)
Peter Sellers’ın harikalar yarattığı filmde, Hrundi V. Bakshi adlı sakar bir oyuncu ile tanışmıştık. Film setlerindeki sakarlıklarıyla sürekli olay yaratan Bakshi, yanlışlıkla bir sosyete partisine davet edildiğinde ise işler çığrından çıkacaktır.
The Hangover (Felekten Bir Gece, 2009)
Las Vegas’ta verilen bir bekarlığa veda partisini karşımıza getiren filmde, kendilerini kaybedene kadar içtikten sonra ertesi sabah müstakbel damat adayını bulamayan üç sağdıç ile tanışmıştık. Bir yandan düğününe iki gün kalan damadı ararken diğer yandan da önceki gece başlarına ne geldiğini araştıran ekibin nasıl bir belanın içine düştüklerini anlamaları ise uzun sürmeyecektir.
The General (1926)
Buster Keaton’ın bu unutulmaz filminde trenine tutkuyla bağlı demiryolu mühendisi Johnny ile tanışmıştık. Çıkan ilk savaşta lokomotifi ile birlikte olaya müdahale eden Johnny bir taraftan düşmanlarla mücadele ederken diğer yandan ise aşık olduğu kız olan Annabelle’i kurtarmaya çalışacaktır.
Dumb and Dumber (Salak ile Avanak, 1994)
Birbirinden şapşal ama iyi niyetli iki arkadaşın buldukları para dolu çantayı sahibine iade etmek için çıktıkları uzun yolculukta başlarına gelenleri takip ettiğimiz film, özellikle Jim Carrey’nin kariyerinde birkaç adım yükselmesini sağlamıştı.
Bean (1997)
Bir dizi olarak yola çıkan ve nevi şahsına münhasır bir bekçi olan Mr. Bean’in maceralarını takip ettiğimiz serinin bu ilk filminde Rowan Atkinson’ın tek kişilik şovuna tanıklık etmiştik. Hem beyazperdede hem de televizyonda slapstick komedi seven herkesi tatmin eden Mr Bean karakterinin yakın zamanda yeni bir filmi de gösterime girmişti.
Superbad (Çok Fena, 2007)
Birbirine tamamen zıt iki arkadaşın hikayesini izlediğimiz Superbad de epey güldüren filmlerden. Liseden arkadaş olan Seth (Jonah Hill) ve Evan (Michael Cera) üniversiteyi farklı kentlerde okuyacaktır. Epey çekingen olan Evan ile tam bir cengaver olan Seth yeni hayatlarında özellikle kızlarla tanışmak için can atmaktadır. Ama kızlarla iletişim kurmak için yaptıkları her hamlede sürekli saçmalarlar ve epey komik anların baş karakterleri olurlar.